Sessizlik demokrasimizi tehlikeye atıyor

Osman Kavala, baskı korkusuyla ismini vermek istemeyen mücadele arkadaşının yaptigi cizim. Zeichnung: Privat

Arkadaşım Osman Kavala: Şu anda Mainz'da yaşayan Kadir Kacan, Erdoğan rejiminin mahkum ettiği adamın desteklediği projelerde çalıştı. Kavala'nın özgürlük...

Anzeige

MAINZ. Yaklaşık 2 yıldır Mainz kentinde, ailemden ve eski yaşamımdan uzakta yaşıyorum. Türkiye’deki asıl mesleğim gazetecilik ve insan hakları savunuculuğundan sonra Almanya’da beden gücüne dayalı bir işim var, eski hayatımla ilişkim kalmadığını düsünüyordum.

Ta ki ideallerini beraber icra ettiğin dostlarının başına gelen kötü olaylar seni bulup başka bir tarafa bakmana müsaade etmeyecek denli hayatı dondurana kadar.

Bu metnin yazarı Kadir Kacan'dır. Iki yıldır Mainz'de yaşıyor ve daha önce Türkiye'de gazeteci ve insan hakları aktivistiydi. Fotoğraf: özel
Bu metnin yazarı Kadir Kacan'dır. Iki yıldır Mainz'de yaşıyor ve daha önce Türkiye'de gazeteci ve insan hakları aktivistiydi. (© Fotoğraf: özel)
Anzeige

Bir kaç gün evvel, Alman medyasında sık sık işlenen Osman Kavala ile ilgili davanın karar duruşması vardı. O gün çok yoğun çalışıyordum, ama ortak dostlarımızın bana attıkları mesajlar beni yerle bir etti. “Ömür boyu“yazan bir mesaj, “ellerinde ip olsa onu asacaklar“ de başka bir arkadaşımın mesajıydı. Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet ve aynı davada yargılanan diğer dostlarımızın 18 yıl hapis cezasına mahkum edildiğini öğrendim. Özgür bir Türkiye`ye dair umutlarımız böylece bitmişti.

Osman Kavala ile tanışmamız

Geçmiş hayatımda gazeteci ve aktivisttim. Her zaman gazeteci olmak ile aktivist olmayı karıştırdım. Affedin beni, ama Türkiye’de Kürtsen ve politik haberler yapıyorsan gazeteciliğin fail aramakla geçiyor. 2013 yılında Türkiye-PKK arasında bir diyalog süreci vardı. Barış olacağını düşünüyorduk.

Böyle siyasal değişim sürecinde, medyada en çok barışı dillendiren kişilerden biri olan Kavala ile röportaj yapma fırsatı buldum. Söz konusu röportajdan sonra Kavala ile daha sık bir araya geldik. Barış bizleri büyüleyen bir kelimeydi. Catışmalardan yorulmuş, bu büyüleyen kelimenin gerçek olmasını istiyorduk.

Siyasi ve tarihi geçmişimizle yüzleşmemizin ne kadar önemli olduğunu vurgularcd cdı. Azınlıkların birbirleriyle tanışıp birbirlerine empati kurmaları gerektiğini vurgulardı. Arkadaşım Osman cok iyi bir dinleyiciydi, ihtiyaçlarınızı sizinle birlikte analiz eder ve bir danışman gibi katkı sunardı.

Anzeige

Bu sohbetlerden esinlenmiş ve barış için kendi geçmişiyle yüzleşmeyi isteyen bir araştırma ekibiyle, Kavala’nın da desteğini alarak Kürtlerin 1915 ile yüzleşmesini esas alan bir proje yaptık. İkinci bir proje Türkiye ve Ermenistan arası bir diyalog projesi olacakti. Bu dönemde ISID Sengalde Ezidilere soykırım uyguluyordu.

Osman Kavala’nın öncülüğünde Ezidiler için bir destek koordinasyon ekibi oluşturduk. Girişimlerimiz sonucu, Alman Heinrich Böll Stifftung ile Welthunger Hilfe gibi kurumların desteklerini alarak Şengal’den kaçarak Türkye’ye sığınan Ezidilere, gıda, psiko-sosyal hizmetleri sunduk. Osman Kavala koordinasyon ekibinde yer alan diğer dostlarımızla birlikte gece gündüz çalıştı. Defalarca kez mülteci ezidiler için kurulan kampları ziyaret ettik. Kavala özellikle kurumların orada çalışması için olağanüstü bir çaba verdi. Çabaları sonucunda kamplara gıda, eğitim, psikososyal destek verildi. Yeni ve mevcut partnerlerle mesela Heinrich Böll vakfi ve Welthungerhilfe ile işbirliklerinin geliştirilmesi, sayısı 30 bini bulan kamplardaki Ezidilerin kendilerini güvende hissetmeleri için çevresiyle birlikte seferber oldu.

Fotoğraf, Türk kültür hamisi Osman Kavala'yı desteklediği bir mülteci kampında Ezidi çocuklarla birlikte. Fotoğraf: özel
Fotoğraf, Türk kültür hamisi Osman Kavala'yı desteklediği bir mülteci kampında Ezidi çocuklarla birlikte. (© Fotoğraf: özel)

Dostum Kavala benim icin önemli, cok önemli bir insan. Kendisi tanıdığım en umutlu, disiplinli, meraklı, yaratıcı, zeki, merhametli, neşeli, saygılı, barışçıl, özgürlükçü, çözüm odaklı kişiydi. Onunla uzun zaman geçirip onu sevmemek mümkün değildi. Fikirlerimizi geliştirip bize destek verirdi. Ben onu tanıdığım için daha cesur, daha iyi bir insanım.

Kavala kültürel çeşitliliği bizi zenginleştiren unsurlardan biri olarak görür, sanatın ve kültürel etkileşimlerin, kendini ifade etmenin, diyaloğun ve dolayısıyla demokrasinin güçlenmesine katkı sunacağına. Demokrasi, sanat, kültür, empati. Bu „muhteşem dört“ savaşları, catısmaları bitirip Türkiye`de barışı ve ülkenin farklı toplulukların birbirleriyle diyalog kurmasını sağlayacaktı.

1999 depremi ardından sonra tamamen sivil toplum alanına yönelmişti. Benim gibi kendisiyle tanışma fırsatı bulmuş bir çok insan hakları savunucusu ve sanatçıya, kurucu ve yönetim kurulu üyesi olduğu bir çok sivil toplum kuruluşuna ve yine bu kuruluşlar aracılığıyla sanata, araştırmalara, kültürel mirasa, kültürlerarası diyaloğa, sığınmacı, kadın ve çocuklara ve bana da destek verdi.

Kavala ekim 2017’den beri alıkonuluyor.

Bir demokrasi ve barış emekçisi olarak tanıdığım Osman Kavala’nın ‘hükümeti ve demokrasiyi ortadan kaldırmaya teşebbüs’dan suclaniyor.

Başka arkadaşımlarım bu davada 18 yıl hapis cezasına carptırıldı.

Demokrasi veya barış bir tek seslilik hali olmamalı. Farklı seslerin, farklı görüşlerin, farklı kimliklerin, farklı hikayelerin paylaşıldığı bir müzakere alanının yokluğunda demokrasiden söz edilemez. Bu yok edici tek seslilik hareketi, herhalde Alman ulusunun tanıyacağı gibi, basın özgürlükleri ve insani güvenliği tehdit etmektedir.

Bugün dünya basın özgürlüğü günü

Sevgili Almanya, beni ve bir çok gazeteci arkadaşımı ülkenize kabul ettiniz ve burada bizlere yaşam olanağı sundunuz. Bu yüzden size ve demokrasiyi seven yurttaşlarınıza teşekkür ediyorum. Eğer Türkiye'den kaçmak zorunda kalan muhalifleri, gazetecileri ve aktivistleri ülkenize kabul etmemiş olsaydınız bir çoğumuz şimdi hapiste olacaktık. Bizler doğayı koruyan, insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkan, çok sesliliğe destek veren insanlarız. Bütün bunları savunmak Almanya'da ve hiç bir ülkede suç olmamalı. Bu konu Almanya'yı da ilgilendiriyor. Çünkü, Almanya'da yaşayan bir çok Türkiye kökenli kişi Erdoğan'ı ve bu verilen adaletsiz kararı destekliyor. Simdi birlikte demokrasi, seslerin çoğunluğu icin, Türkiye devletinin bizi zorladığı sessizliğe karsı durmamız lazım. Almanya devleti simdi sahip çıkmazsa korkarımki bu sessizlik burada da yayılacaktır. Demokrasi ve basın özgürlüğü zor elde edilen özgürlüklerdir, onları birlikte koruyalım.

Von Kadir Kacan